Başka kardeş mi bulamadın?
Doğu Türkistan’da milyonlarca Müslümanı toplama kamplarına dolduran Pekin zulmüne karşı İslam dünyasının oldukça hassas olduğu bir dönemde Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi’nden garip bir adım geldi. Çin’in Yiwu kenti ile ‘kardeş şehir’ protokolü imzalayan belediyeye ve girişime onay veren Dışişleri Bakanlığı’na tepki yağdı.
Doğu Türkistan’da kurduğu dev toplama kamplarına 1 milyonu aşkın Müslümanı dolduran Pekin yönetimine karşı dünyadan büyük tepki yükselirken konu hakkında en hassas olması gereken ülkelerden biri olan Türkiye’den ise garip bir adım geldi. Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi ile Çin’in Yiwu kenti arasında kardeş şehir protokolü imzalandı. Kahramanmaraş Belediyesi’nde düzenlenen törene Yiwu Belediye Başkan Yardımcısı Duo Jia ve beraberindeki heyet katıldı. Büyükşehir Belediye başkanı Hayrettin Güngör, Çinli misafirlerine Kahramanmaraş hakkında bilgiler verdikten sonra birlikte kardeş şehir protokolünü imzaladılar.
Karşılıklı hediyeleşmenin ardından konuşan Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Hayrettin Güngör, kardeş şehir protokolünün Kahramanmaraş ve Yiwu kenti arasındaki iş birliğinin geliştirilmesine katkı sağlayacağını söyledi.
Kahramanmaraş Belediyesi’nin imzaladığı Kardeş şehir protokolüne sosyal medyadan da büyük tepki yağdı. Maraşlılar belediye yönetiminin imzaladığı kardeş şehir anlaşmasını sosyal medyada Maraşlı şair Abdurrahim Karakoç’un şu mısralarını paylaşarak protesto etti:
“Esir iken Kırım, Kerkük, Türkistan,
Bana zindan olur Maraş, Elbistan
İbni Sîna, Dedem Korkut, Alparslan
Susarsam, hakkını helâl etmesin!”
Sustular Karakoç’um, kardeş oldular. Kızıl Çin’in soydaşlarımıza yaptıklarına destek oldular.”
Çin, Doğu Türkistan’da selam vermek, helal gıda kullanmak, namaz kılmak, aralarında Türkiye’nin de olduğu ülkelere gitmek, Kur’an okumak gibi gerekçelerle milyonlarca Müslüman’ı toplama kamplarında tutuyor. Başta BM olmak üzere AB, ABD gibi ülkeler ile İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) Af Örgütü gibi uluslararası kuruluşlar, Çin’in bu uygulamalarını şiddetle kınıyor ve Pekin yönetimine yaptırım çağrıları yapıyor. Çin dünyadan yükselen tepkilere karşın soykırım politikasından geri adım atmıyor. Bu politikalar çerçevesinde Uygurların kültür sanat ve bilim insanlarını kamplara dolduran Pekin yönetimi aralarında 850 yıllık tarihi camilerin de olduğu onlarca mabedi de yerle bir etmekten çekinmedi. Halen süren kamplarının ‘eğitim merkezleri’ olduğunu savunan Çin bu kampları yüksek güvenlik önlemleri ile koruyor. Uluslararası medya organlarının zaman zaman bölgeden yaptığı haberlerde kampların etrafının dikenli tellerle çevrili olduğu, ağır silahlı görevlilerce korunduğu, kulelerle gözetlendiğine dikkat çekiliyor. Kampların bulunduğu bölgelere giriş çıkışlar da yoğun kontrol altında yapılıyor. Çin son olarak tamamı Batı ülkesi olan BM’de 22 ülkenin imzasıyla açılan ‘kınama’ tasarısına karşı aralarında çok sayıda İslam ülkesinin yer aldığı ‘destek’ bildirisinin çıkmasını sağlamıştı. Bu bildiri de İslam dünyasında tepki çekmişti. Son olarak yine ABD merkezli Atlantic araştırma merkezi Pekin’in Çin’den kaçan Uygurları Avrupa’da da rahat bırakmadığını ortaya çıkarmıştı. Çin yönetiminin, Avrupada’ki Uygur cemaatini sürekli gözlem altında tuttuğu, fişlediği, Doğu Türkistanlı aktivistlerle iletişime geçen ve çığlıklarını dünyaya duyuran STK’lar ve gazetecileri de takip altına aldığı belirlenmişti.