TIP ÜNİVERSİTESİ YÜKSEK LİSANS ÖĞRENCİSİ AYGÜL ABLET, ÇİN TOPLAMA KAMPINDA
Doğu Türkistan’ın başkenti Urumçi’deki Şincan tıp Üniversitesi’nde çocuk gelişimi üzerine yüksek lisans yapan 27 yaşındaki Aygül Ablet’in de toplama kampına alındığı ortaya çıktı.
euronews‘e konuşan Aygül Ablet’in Türkiye’de yaşayan abisi Tursunjan Ablet, kardeşinin toplama kampına götürüldüğünü birkaç ay önce öğrendiğini ancak 1 ay önce teyit ettiğini dile getirdi.
Kız kardeşinin şu anda hangi kampta tutulduğunu ve akıbetini bilmediğini belirten Tursunjan, “Kardeşim çok başarılı bir öğrenciydi, kendini çocuklara adamış bir doktor adayıydı. Bir an önce bırakılsın.” ifadelerini kullandı.
Doğu Türkistan’da yaşayan anne babası ile de iletişiminin kesildiğini belirten Tursunjan Ablet, “Kız kardeşim Aygül’le 2018’in şubat ayına kadar Wechat programı üzerinden konuşabiliyorduk. Bana, anne babamın çok baskı olduğu gerekçesiyle bir daha kendileriyle irtibat kurmamamı istediklerini söyledi. Ben bir daha anne ve babamı arayamaz oldum. Ancak bu durumdan kısa süre sonra da kardeşim ile irtibatımız kesildi. Beni blok ettiğini gördüm” dedi.
“2018’in yaz aylarında ortadan kayboldu”
Doğu Türkistan’ın Aksu kentinin Kuça ilçesinde dünyaya gelen kardeşler, babalarının devlet memuru olması nedeniyle orta okul ve liseyi Çin’in başkenti Pekin’de tamamlamış.
Yüksek öğrenimini 2013 yılında kazandığı Doğu Türkistan’ın başkenti Urumçi’deki Şincan Üniversitesi tıp fakültesinde yapan Aygül’den 2018’in yaz aylarından itibaren haber alamadığını belirten ağabey, kardeşinin de o tarihlerde toplama kampına götürüldüğünü anladığını söyledi.
“Kardeşim ömrünü çocuklara adadı”
Doğu Türkistan’daki toplama kamplarını ‘mesleki eğitim’ ya da ‘yeniden eğitim merkezi’ olarak tanımlayan Çin Komünist Partisi iktidarı, bu merkezlere alınan kişileri aşırıcılıktan korunmak ve radikal ideolojilere eğilimleri kesmek amacıyla kurduğunu iddia ediyor.
Ancak diasporada yaşayan Uygurlar, bin 300 civarında olduğunu belirttikleri bu merkezlerin Çin’in asimilasyon faaliyetlerinin bir parçası olduğunu dile getiriyor.
Kardeşinin aşırılık yanlısı hiçbir eğiliminin bulunmadığını ifade eden Tursunjan, “Kardeşim ne radikal birisi ne de terörle bağlantısı var. Bu yaşına kadar ömrünü çocuklara ve çocukların gelişimine adamış bir genç kız. Benim kardeşimden asla terörist olmaz. Tek ideali vardı; doktor olup hayatını çocuklara adamak. Çok başarılı bir öğrenci. Notları da mükemmeldi.” sözleriyle tepkisini dile getirdi.
Tursunjan Ablet sözlerini şöyle sürdürdü:
“2017’nin mayıs ayıydı, Aygül beni aradı ve evimize Çinli polislerin geldiğini söyledi. Çok korkmuştu. Annemle babamı polislerin sorguya çektiklerini söyledi. Eve gelen polisler benim Türkiye’de hangi okulda okuduğumu, hangi sınıfta olduğumu, telefon numaramı ve çeşitli bilgilerimi istemişlerdi. Ben telefonda babama, ‘sen polisleri ver ben onlara kendim anlatacağım’ dedim. Ancak polisler benimle konuşmadı. Kendimle ilgili her türlü bilgiyi doğrudan kendim verebilirdim. Bu olaydan sonra da biz kardeşimle bir süre daha konuşmaya devam ettik. 2018’in ortalarında artık her şey kesildi. Kardeşim benim her şeyim. Onunla birlikte büyüdük. En iyi arkadaşım. Tek istediğim, bir an önce salıverilmesi.”
BM, AB ve ABD, toplama kamplarının kapatılmasını istiyor
Birleşmiş Milletler verilerine göre Çin yönetimi Doğu Türkistan genelinde 1 ile 2 milyon arasında Uygur ve diğer Müslüman azınlıklara mensup vatandaşları toplama kamplarında tutuyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın verilerine göre ise 3 milyon civarında Doğu Türkistanlı, toplama kamplarında ağır şartlarda yaşam mücadelesi veriyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) ve Uluslararası Af Örgütü (Amnesty) başta olmak üzere insan hakları örgütleri Çin’e toplama kamplarında tuttuğu kişileri derhal salıvermesi çağrısında bulunuyor.
Son olarak Avrupa Parlamentosu ve BM İnsan Hakları Komisyonu’na üye 23 ülke, Pekin yönetimine çağrıda bulunarak toplama kamplarını dağıtmasını ve buralardaki kişileri salıvermesini istemişti.
Çin yönetiminin Sincan (Doğu Türkistan) Valisi Uygur kökenli Şöhret Zakir, geçen haftalarda yaptığı bir açıklamada, kamplardaki ‘öğrencilerin’ mezun olduğunu ve evlerine dönerek ‘mutlu bir yaşam sürmeye başladıklarını’ iddia etmişti.
Ancak Zakir’in iddiası Uygurlar tarafından yalanlanmış, eğer böyleyse aile üyeleri ile neden irtibat kuramadıkları sorusunu yöneltmişlerdi.
“Kardeşim serbest bırakılsın ve ailem Türkiye’ye gelsin”
Kız kardeşinin hemen bırakılmasını isteyen Tursunjan Ablet, euronews’e verdiği mülakatı şu sözlerle tamamladı:
“Çin yönetiminden kız kardeşim Aygül Ablet’i derhal serbest bırakmalarını talep ediyorum. Annem babam ile iletişimde olmak ve onları aramak istiyorum. Ailemin seyahat etmesinin önündeki engel kaldırılsın. Ailemin Türkiye’ye gelmesini talep ediyorum. Geçtiğimiz günlerde Çin’in Türkiye’deki diplomatik misyonu, yakınlarıyla irtibat kurmak isteyenlere bağlantı sağlayacağını belirtmişti. Bu notu aldıktan sonra Çin’in Ankara Büyükelçiliği’ne e posta yazarak kardeşimin durumuyla ilgili bilgi istedim. Bana sadece, gerekli yerlere iletildiğini ancak bir haber almadıklarına dair cevap geldi.”
Toplama kamplarında Doğu Türkistanlı çok sayıda bilim insanı, sanatçı, profesör, öğrenci ve çeşitli meslek gruplarından insanların zorla alıkonulduğu biliniyor.
İnsan hakları alanında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları ise Çin yönetiminden, başta ailelerinden koparılarak ‘yatılı okula’ gönderilen çocukları anne babalarına teslim etmeleri olmak üzere herhangi bir mesleki eğitime ihtiyacı olmayan bu insanları ivedilikle serbest bırakmasını istiyor.
Kaynak: EuroNews / Mustafa Bağ