TRUMP’İN ÇİN TEKNOLOJİ FİRMALARINI HEDEFE ALMASI, BİR STRATEJİ DEĞİŞİMİN SİNYALİ
Amerika Birleşik Devletleri bazı izleme şirketlerini kara listeye alarak, Çin’i Müslümanlara yönelik baskıları için cezalandıran ilk büyük hükumet oldu.
En üstteki resim: Mayıs ayında bir alışveriş merkezinde Hikvision kameraları. Şirket, Trump yönetimi tarafından bu hafta karalisteye alınan şirketler arasındaydı. (Fred Dufour/Agence France-Presse — Getty Images)
Yazan: Paul Mozur ve Edward Wong ; Çeviren: Sara Kağan
New York Times‘ta 8 Ekim 2019 yayınlandı.
Dünya, çoğunluğu Müslüman ve azınlık etnik gruplardan bir milyondan fazla insanın Komünist Partiyi kucaklamaya zorlamak için kamplarda bulunmasına iki yıldan fazladır göz yumuyor.
Artık Trump yönetimi, büyük bir dünya hükumeti tarafından Pekin’i cezalandırmaya yönelik ilk adımları atıyor. Bunu yaparken, Washington ve Pekin arasında zaten kötüleşmekte olan ilişkide yeni bir cephe açıyor: insan hakları ve distopik dijital gözetim dünyası.
Trump’ın ofisinden yetkililer, Pazartesi günü yirmi sekiz Çinli şirket ve bir grup polis departmanını; mikroçipler, yazılımlar ve diğer hayati bileşenler gibi Amerikan yapımı teknolojileri satın almalarını yasaklayan bir kara liste yayınladılar. Bu şirketler, Çin’in izleme ve yapay zeka tutkusunun öncü şirketleri arasındaydılar ve birçoğu, hükümetlerin insanları takip etmek için kullandığı giderek karmaşıklaşan sistemler satmaktaydılar.
Beyaz Saray, Uygurlar olarak bilinen büyük ölçüde Müslüman bir azınlık grubuna ev sahipliği yapan kuzeybatı Çin bölgesi olan Sincan’a atıfta bulundu. Amerikan hükümeti, bir milyondan fazla etnik Uygur ve diğer azınlığın orada bulunan gözaltı kamplarına kilitlendiğini belirtti.
Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Salı günü Müslüman etnik azınlıkların gözaltına alınmasına veya suistimal edilmesine karıştığına inanılan Çinli yetkililere yönelik vize kısıtlamaları olduğunu duyurmuştu.
Bu duyurular da, her ne kadar Trump’ın kendisi bizzat ilgilenmese de, Trump ofisinin Çin’in ortaya koyduğu stratejik zorluklara odaklanan ve insan hakları ihlalleri konusunda endişeli olan Amerikan yetkililerinin tavsiyelerini dinlemeye giderek istekli olduğunu gösteriyor.
Bu kısıtlamaların, Amerikan ve Çinli yetkililerin ticari müzakerelerinin 13. turundan iki gün önce açıklanması da, bu müzakerelere soğuk duş etkisi yapacak.
Daha geniş bir ifadeyle Beyaz Saray, bu karalistelerin ilanıyla Çin’in teknolojiyle ilgili hayallerini hedeflemeye istekli olduğunun sinyallerini verdi. Çin, Amerika’yı yakalamak için milyonlarca doları gelişmiş yazılım ve donanım şirketlerine akıtmaktan çekinmemişti. Pazar günü karalisteye eklenen bu start-up’lar, dünyanın en değerli yapay zeka şirketleri arasında gösteriliyordu.
Bu teknolojilerin çoğu – yüz tanımlama ve bilgisayar görüşü dahil – insanları izlemek için kullanılmakta. Buna doğal olarak akıllı telefon izleme, ses modeli tanımlama ve şehirlerdeki insanları güçlü kameralar üzerinden izleyen sistemler de dahil. Washington yetkilileri, insan hakları ihlalleriyle bilinen yerler de dahil olmak üzere Çin’in sistemlerini başka ülkelere ihraç etme istekleri konusunda giderek daha fazla endişe duyuyor.
Washington Üniversitesi’nden Uygurların durumu hakkında çalışan bir antropolog olan Darren Byler, “Bu, Sincan’daki ‘yeniden eğitim’ sisteminden en fazla yararlanan şirketlerin bazılarının yaptıklarının sonuçlarını hissetmeleri için önemli bir ilk adım” dedi. Aynı zamanda bu hareketin Sincan’daki azınlık grupların üstündeki suiistimalin “gerçek ve siyasi ve ekonomik bir cevabı haklı çıkardığına” işaret ettiğini de belirtti.
Bu, aynı zamanda genelde Amerika hükümetinin teröristlere karşı kullandığı güçlü bir araç olan ekonomik yaptırımların muhtemelen ezber bozan bir kullanımı.
Çinli şirketler ve polis departmanları,-Washington’dan Amerikan şirketlerine satış yapma izni verilmediği sürece- Amerikan teknolojisini satın almalarını yasaklayan kuruluş listesi adı verilen listelerde yayınlandı.
Bu yaptırım içeren kuruluş listesinin bir insan hakları konusu üzerinde kullanılması bir ilk olabilir, diyor Hofstra Üniversitesi’nde anayasa ve uluslararası hukuk profesörü olan Julian Ku.
“Bildiğim kadarıyla, Amerika ilk defa açıkça dış ticaret kontrollerini insan haklarıyla ilgili bir alanda kullandı’ dedi kuruluş listelerini yürüten Ticaret Bakanlığı’na atıfta bulunarak. “Bu düzenlemelerin yapılması mantıksız olarak görülemez, ancak yeni ve potansiyel olarak çok geniş bir uygulanabilirliğe sahip olduğu su götürmez bir gerçek”
Çin Dışişleri Bakanlığı sözcülerinden Geng Shuang Salı günü yaptığı bir brifingde Beyaz Saray’ın Çinli şirketleri cezalandırmak için insan haklarını bir mazeret olarak kullandığını söyledi. Bu şirketlerin birçoğu, tümörleri teşhis eden tıbbi araçlar, otomatik çeviri hizmetleri ve hatta bel incelten sosyal medya filtreleri dahil olmak üzere, izleme dışında geniş bir ürün yelpazesine sahip.
“Bu, uluslararası ilişkilerin temel ilkelerine aykırı, Çin’in iç işlerine müdahale ediliyor ve Çin’in ulusal güvenliğine aykırı ”dedi. “Sincan’da insan hakları sorunu yok.” diyerek de ekledi.
Çin Ticaret Bakanlığı, Amerika Birleşik Devletleri’ni 28 kurum ve kuruluşu en kısa sürede kara listeden çıkarmaya çağırdı.
Çoğu şirket temel malzemelerini stokladığı için, bu durumun Çin şirketleri üzerindeki anlık etkisi asgari düzeyde olacaktır. Ancak aylarca ya da yıllarca kara listede kalırlarsa bunun acısını ciddi anlamda hissetmeye başlayacaklardır.
Ancak daha da önemlisi, bu şirketlerin saygınlıklarına birer kara leke sürülmüş olacak. Amerika’daki satışları kısıtlanacak ve onları dünyanın en iyi yeteneklerini işe almalarının da önüne geçecek.
Paulson Enstitüsü’nün düşünce kuruluşu olan MacroPolo’da çalışan Matt Sheehan “Amerika’nın bugünkü hareketi, uluslararasılaşmaya giden yolda büyük bir barikat oluşturacak” dedi.
“Çoğu küresel teknoloji şirketi yurtdışında laboratuvarlar kuruyor, dünyadaki en iyi üniversitelerle ortaklıklar kuruyor ve her yerden en iyi yetenekleri almaya çalışıyor dedi. “Şimdi bu şirketler kırmızı kalemle işaretlendiği için, bu daha da zorlaşacak.”
Ancak bu karalistenin yayınlanması, Çin’in Sincan’daki Müslümanlara yaptığı zulüm için nasıl cezalandırılması gerektiği üzerine yapılan bir yıldan fazla süren tartışmaların ardından gerçekleşti.
Ulusal Güvenlik Konseyi ve Dışişleri Bakanlığındaki kıdemli yetkililer, Sincan’daki güvenlik güçlerine gözetim teknolojisi sağlayan Çinli şirketleri hedeflemek için kuruluş listesinin kullanılmasını zorlamaktaydı. Bu yetkililer ayrıca Trump’ı, bu suiistimalin birer parçası olan Çinli yetkilileri ve şirketleri cezalandıracak yaptırımları onaylamaya çağırdılar.
Ancak, hazine sekreteri Steven Mnuchin de dahil olmak üzere en iyi Amerikan ticaret müzakerecileri, ticari görüşmeleri altüst edecek politikalara mesafeli yaklaşıyor. Trump, Çin ile bir ticaret anlaşması yapmak istediğini söylemişti.
Şimdiye kadar diğer birçok üst düzey yetkili, başta Pompeo ve Başkan Yardımcısı Mike Pence olmak üzere, Çin’in Sincan’daki politikalarını kınamış ancak cezai tedbirler almamıştı. Bu ay Amerikan gümrük yetkilileri, Sincan’daki Çinli bir tekstil şirketinin ürünlerini gümrükte durdurmuşlardı, ancak daha yaptırım içeren eylemlerde bulunmadılar.
Listedeki Çin şirketleri arasında, büyük bir güvenlik kamerası üreticisi olan Hikvision ve oldukça iyi finanse edilmiş yapay zeka start-upları SenseTime ve Megvii var.
SenseTime, “yapay zeka teknolojileri için yüksek etik standartları olduğunu’ belirtirken, Megvii,“ müşterilerin teknolojilerini veya çözümlerini silahlandırmamasını veya yasadışı amaçlarla kullanmamasını ”şart koştuklarını belirtti ve 2019’un ilk yarısında Sincan’dan hiçbir gelir elde etmediğini ekledi.
New York Times, listedeki dört şirketin (Yitu, Hikvision, Megvii ve SenseTime), Uygurların izlenmesini otomatikleştirmek için yüz tanıma kullanan sistemler kurmasına yardım ettiğini haberleştirmişti.
Devlet tedarik belgeleri, şirket pazarlama malzemeleri ve resmi hükümet yayınları, sekiz şirketin hepsinin de Sincan’da çeşitli iş operasyonları ve satışlar yürüttüğünü kanıtlamıştı.
Listedeki birçok yerel Sincan polis bürosu, tedarik belgelerine göre Intel mikroçipleri ve Microsoft Windows yazılımları gibi ticari Amerikan teknolojisini satın almaktaydı.
Trump’ın bir sonraki adımı, Sincan’da çalışan belirli Çinli yetkililere yaptırım uygulamak olabilir. Tartışılan yetkililer arasında, Sincan’daki parti şefi olan bir Politbüro üyesi ve şehir kampları ve gözetim sisteminin mimarı Chen Quanguo da bulunuyor.
Bu karaliste eylemi, stratejik Çin avcılarının da yönetimde son haftalarda daha etkili hale geldiğinin bir göstergesi.
Asya üst düzey direktörü ve Çin’le mücadeleye yönelik politikaların mimarı Matthew Pottinger, geçen ay ulusal güvenlik danışmanı yardımcılığına terfi etti. Öncesinde yönetimin en iyi rehin müzakerecisi Robert OBrien, ulusal güvenlik danışmanı olarak John R. Bolton’ın yerini aldı. O’Brien, Çin’in ABD’ye çok büyük bir sıkıntı olacağını yazmıştı.
Bir düşünce kuruluşu olan New America’da siber güvenlik politikası üyesi olan Samm Sacks, “Bu Sincan paketinin üzerinde aylardır çalışılmaktaydı” dedi. “Bir sonraki müzakerelerden hemen öncesinde duyurulmuş olması, bu ticari müzakerelerde anlaşma istemeyenlerden oldukça açık bir mesaj da gönderiyor. Şu ana kadar Pekin, Amerikan hükümetine olan tepkilerinde oldukça ölçülü davranmıştı. Bu muhtemelen artık olmayacak.’
Paul Mozur Şangay’dan ve Edward Wong Hong Kong’dan rapor etti. Lin Qiqing araştırmaya katkıda bulundu.
Paul Mozur, Şangay merkezli bir teknoloji muhabiridir. Asya’nın en büyük teknoloji şirketlerinin yanı sıra siber güvenlik, yeni ortaya çıkan internet kültürleri, sansür ve Asya’daki jeopolitik ile teknolojinin kesişimi hakkında yazıyor. Daha önce The Wall Street Journal’da çalıştı. @paulmozur
Edward Wong, The Times için 13’ü Irak ve Çin’den olmak üzere 2o yıldan uzun süredir haber yapan diplomatik ve uluslararası bir muhabirdir. Irak Savaşı haberi sayesinde Livingston Ödülü’nü aldı ve Pulitzer Ödülü finalistlerinden oluşan bir ekipte bulundu. Harvard’da Nieman Üyesi ve Princeton’da Ferris Gazetecilik Profesörü’dür. @ewong