ÇİN NAZİ KAMP’I TANIKLARI: “BİRİLERİ İNSAN ORGANINA İHTİYAÇ DUYDUĞUNDA, KAPMTAKİ BİRİLERİ ÖLECEK.”
Tanıklar, Çin Devleti’nin Organları İçin Uygurları Katlettikleri Korkusunu Taşıyor. “Birisi bir organa ihtiyaç duyduğunda, o gün birileri ölecek.”
İngilizceden Çeviren: Meryem sultan (HaberUygur) 5 Kasım 2018-
Çin’in kuzeybatısındaki Doğu Türkistan bölgesindeki gizli “siyasi yeniden eğitim” kamplarında gözaltına alınan Uygurlar, organları Çin Komünist Partisi (ÇKP) tarafından kar için hasat edilmiş olabilir. Bunu 1995 yılında bu Prosedürü yürütmek zorunda kalan eski bir tıp cerrahı The Epoch Times’a söyledi.
23 yıl önce Sincan’daki Urumçi’de canlı bir mahkumun karaciğerini ve böbreklerini çıkarmak için baş cerrahın emir verdiği eski cerrah Dr. Enver Tohti’ye, operasyonun “devlet düşmanını ortadan kaldırılması” görevini yerine getireceği söylenmiş.
ÇKP’nin Sincan’ın etnik azınlıklarına yönelik baskıcı politikaları tırmandırmasıyla ilgili Epoch Times’a konuşan Tohti, “bu işin (organ toplama) devam ettiği” inancında olduğunu söyledi
“ÇKP, onların organlarını çalıyor” dedi. Sincan’daki etnik azınlıklara, çoğunlukla da Türkçe konuşan Uygurlara atıfta bulundu.
Tohti, bunun neden böyle olduğuna inandığını sorduğumuzda şunları söyledi: “Çin, talep üzerine organları teslim ediyor. Birisi bir organa ihtiyaç duyduğunda, o gün birileri ölecek. ”
ABD Kongresi-Çin Yürütme Komisyonu ve Birleşmiş Milletler tarafından kaydedilen rakamlara göre, “1 milyondan fazla” Uygur, 9 Ekim itibarı ile Sincan’daki yargısız infaz kamplarında tutuluyor.
ÇKP yetkilileri, Sincan halkı arasındaki kitlesel tutuklamaların, devletin ülkede “dinsel aşırılıkçılık, ayrılıkçılık ve terörizm” ile ilgili “üç kötü güç” ü kırmaya yönelik önlemlerinin bir parçası olduğunu söylüyorlar. Bölgedeki Uygurlar ve diğer etnik azınlıkların çoğunluğu İslam’ı uyguluyor. ÇKP, “aşırılıkçı tehditler” nedeni ile bölgedeki Uygurlar ve diğer azınlık gruplarını katı gözetiminin ve tutuklanmalarının haklı olduğunu düşünüyor.
Aylar boyunca tesislerin varlığını reddettikten sonra, Doğu Türkistan’daki Çinli yetkililer 9 Ekim’de toplama kamplarını resmi olarak “mesleki eğitim merkezleri” olarak nitelendirmek için harekete geçti. Bu tesislerin aşırıcılık riski altında olduğuna inanılanları “eğitmek ve dönüştürmek” için kullanılacağını söylemekteler.
Tohti’nin yorumları, 15 ay tutuklu kaldıktan sonra Urumçi’de bir kamptan Eylül ayında serbest bırakılan 54 yaşındaki bir Kazakistan uyruklu eski Uygur tutuklusu olarak geldi. Epoch Times’a ÇKP’nin tesislerdeki mahkumları iki gruba ayırdığını söyledi: yurt dışında aile üyeleri olanlar ve olmayanlar.
ÇKP yetkilileri bunu yapıyorlar, böylece “organ toplama işlerini tırmandırabiliyorlar. Ülke dışından aranıp sorulabilecek kimseyi öldüremeyecekler. Kimse tarafından hesabı sorulamayacak veya aranamayacak kimseleri…” dedi. 54 yaşındaki bu kişi, güvenliğinden korktuğu için isimsiz kalmak koşuluyla İstanbul’dan konuştu.
Yurtdışında aile üyeleri olmayan tutukluların “arkalarında numaralandırılmış” üniforma giydirilerek tıbbi kontrol için hastaneye gönderildiklerini söyledi.
Tohti, ÇKP yetkililerinin yurtdışındaki bağlantılarına dayanarak insanları ayırmalarının, belki de Çin’in içişlerine uluslararası ilgi göstermenin bir yolu olarak mantıklı olduğunu söyledi. Tohti, “ÇKP, yurtdışındaki ailelerle temas kurup kurmadıklarını bileceklerdi, aileler bu detaylar hakkında dünyaya konuşacaklardı, bu da Çinlileri garip bir duruma sokacaktı” dedi.
Doğu Türkistan’daki Sıkı Sağlık Kontrolleri
Eylül 2016’dan itibaren Doğu Türkistan ‘daki Çinli yetkililer, “Genel Halk Sağlığı Muayene Projesi” veya “Herkes için Sağlık Kontrolü Projesi” adlı bir kampanya düzenleyerek 12 ila 65 yaş arası yerel sakinlere ücretsiz zorunlu sağlık kontrolleri başlattı.Radio Free Asia (RFA) haberine göre, “kalp, DNA, idrar, elektrokardiyogram, x-ray, ultrasound, kan şekeri” raporları hazırlandı.
“Bir doku eşlemesi yaptıklarından şüpheleniyorum. Kimseye ayrıcalık tanınmadı, muayene zorunluydu ”dedi Tohti. Çin’in devlet medyası Xinhua, 2017 yılında Tibet’teki nüfusun yüzde 90’ında benzer sağlık kontrolleri gerçekleştirildiğini bildirmişti.
Xinhua ayrıca, testlerin “halktan yararına olduğunu ” ve “doktorların Tüberküloz tanısı koymasına yardım edebildiğini” bildirmişti.
Geçtiğimiz Aralık ayında İngiltere’de Parlamento önünde konuşan Dünya Uygur Kongresi Başkanı Dolkun İsa, biyometrik verilerin toplanmasıyla ilgili endişelerini dile getirdi.
İsa, “Bu genetik bilgi aynı zamanda organ toplanmasını da kolaylaştırıyor, kan türlerini ve potansiyel Uygur mağdurlarının uyumluluğunu daha kolay bir şekilde karşılaştırıyor” dedi.
2006 yılından bu yana Kazakistan vatandaşı olan 42 yaşındaki Omir Bekli, geçtiğimiz yıl Mart ayında altı ay boyunca bir cezaevinde gözaltına alınmadan önce ağır bir sağlık kontrolünden geçirildikten sonra Karamay’da “yeniden eğitim” kampına götürüldü. Her gün ağır işkence gördü.
“Bir hastaneye götürüldüm ve üç saat kontrol edildim. DNA’mı, kanı, ciğerleri, kalbi, böbreğimi kontrol ettiler… her şey, hatta gözlerim. Çok korktum çünkü Doğu Türkistan’daki herkes Çin hükümetinin organ toplama konusunda yoğun bir şekilde yer aldığını biliyor – bu açık bir sır.
“Çok korkmuştum organlarımı almak için beni anında öldüreceklerdi, çünkü o kadar detaylı ve ani bir kontrol oldu ki bu o zamanki en büyük korkumdu,” diye Epoch Times’a açıkladı, İstanbul’dan bir telefon görüşmesinde.
Korkularına rağmen, Bekli, yurtdışında aile üyesi olmayanların organlarının toplanmasının daha muhtemel olduğuna inanıyor.
“Hiç kimse ÇKP’nin ne yaptığını bilmezdi – kanıt olmazdı. Belki de Çinliler, Çin dışındakilerin akrabalarının organlarını alırlarsa, sırlarının dünyaya maruz kalabileceğinden korkuyorlar ”dedi.
Resmi Figürler Belirsiz
David Kilgour, Ethan Gutmann ve David Matas tarafından yazılan bir raporda, on binlerce organın yıllık toplandığı bildiriliyor. Raporda, kurbanların çoğunluğu Falun Gong uygulayıcıları bulundu. Falun Gong 1999’dan beri Çin komünist rejimi tarafından yasaklanmış ve ciddi şekilde bastırılmış bir Budist meditasyon uygulamasıdır.
2015 yılında Çin, idam edilen mahkumlardan organları toplamaya son vereceğine ve bunun yerine yalnızca “gönüllü” organ bağışlarına güveneceğine dair söz vermesine rağmen, New York merkezli Çin Organ Nakli Araştırma Merkezi (COTRC) tarafından hazırlanan 2018 raporunda “gönüllü bağışların sayısı” yetersiz bulundu. Şu anda uygulanan transplantların hacmini sağlamak için gönüllü bağış yeterli olmaktan uzaktır. ”Organ bağışları ve organ nakli arasındaki boşluğa rağmen Çin, organ nakli için mahkum nüfusunu kullandığı iddialarını reddetmeye devam ediyor.
Rapora göre, ülke Mart 2010’da bir organ bağışı sistemi kurmaya gitti. 2017 yılı sonu itibarıyla, sistemin, ABD verilerine göre, “29 donörden daha az verim alınan” 373.546 kayıtlı donörü vardı (kayıtlı bağışçılardan yapılan bağışların oranı.)
Organ nakli sayılarının yanı sıra COTRC, Shanghai Changzheng Hastanesi’ndeki kayıtlara göre bir karaciğer nakli için 2006’dan itibaren hastanenin bir hafta ortalama bekleme sürelerini belirttiğini ve en kısa sürenin ise dört saat olduğunu tespit etti.
“Bu, şu anda Çin’in en karanlık sırrı. Dört saat içinde organları nasıl teslim edebilirler? Tek mantıklı açıklama, stoklarının bol olması. ”dedi Tohti.
“Çin onları öldürmek için bir bahaneye ihtiyaç duyuyor [Uygurlar]. Bence bu kadar çok insanın hiçbir şey yapmadığı halde öldürülmesinin sebebi de bu.
Cesetler nereye gidiyor?
“Yeniden eğitim” kamplarında ölen Uygurların cesetleri hiçbir zaman ailelerine bırakılmadı, birkaç Uygur ailesi Epoch Times’a anlattı.
Haziran ayında RFA tarafından yayınlanan bir raporda, Doğu Türkistan’daki Çinli yetkililerce “düzinelerce güvenlik personeli ile krematoryumun hızlı bir şekilde inşa edildiği” belirtildi. Doğu Türkistan’daki Üretim ve İnşaat Birliği’nin resmi web sitesi, müteahhitler için dokuz “gömme yönetimi merkezleri” inşa etmek üzere 1.52 milyon $ ‘a kadar ihale ilanı verdi.
Bir ay önce, Urumqi’nin resmi hükümeti internet sitesi, “ortalamanın üzerinde sağlık sahibi olan, fiziksel ve zihinsel olarak uygun ve son derece cesur olan 50 güvenlik personeli istihdamı için ilan verdi. Bunlar şehrin Saybagh bölgesinde bulunan bir krematoryumda (ölü yakma tesisi) çalışacaklar, çok daha fazla bir maaş alacaklar (RFA, 8,000 yuan, 1.215 $).
RFA bildirdi.
Bekli geçen yıl gözaltında tutulurken yeraltında “gece ve gündüz devam eden acil ve ciddi” bir inşaata tanık oldu. O’na göre bu bir krematoryumdu.
Toprak makinelerle çok derin kazılıp açıldı dedi.
“Yıllar önce, insanlar hapishanede öldüğünde, bedenleri ailelerine döndü, böylece onlar İslami ritüelleri yerine getirebildiler. Ama şimdi, birçok insanın öldüğünü duyduk, ama vücutlarının hiçbiri geri dönmedi.
“Peki bu bedenler nerede? Eğer insanlara geri dönmezlerse, gömülmezlerse nereye gidiyorlar? Elbette ÇKP krematoryumda bedenleri yakıyor, ”dedi Bekli The Epoch Times’a.
Krematoryumun, sadece, gözaltında ölmekte olanlara İslami ölüm törenlerinden mahrumiyetleri için mi yoksa daha rahatsız edici bir amaç için mi olduğu açık değildir.
haberin İngilizce aslı: THE EPOCH TIMES