Son dönemlerde Doğu Türkistan’ın birçok bölgesinden uzmanların aldığı uydu görüntüleri, eski fotoğraflar ve tanıkların verdiği bilgilerle göre mukayese edilince Çin, son dönemlerde Uygur kültür ve medeniyetinin gözle görülür tarihi eserlerinden birçok camiyi yıkmaya devam etmektedir.
Bununla birlikte Çin, Doğu Türkistan’ın başkenti Urumçi şehrinde Uygurların kalabalık olarak yaşadığı semtlerden yüzbinlerce Uygur’u geldiği şehirlerine geri göndermektedir.
Kesin olarak bilinmene Çin’in 1990’lardan beri uygulama sahasına koyduğu Doğu Türkistan’ın batı kısmını Uygursuz bölgeye çevirme çabasına aralıksız devam etmekte ve Uygurların bölgeye taşınmasına engel olmak için çıkardıkları bin bir çeşit komplolara rağmen, bölgenin güney kesimlerindeki Uygurlar, Doğu Türkistan’ın batı kısımlarında Urumçi, Karamay ve Gulca gibi şehirlere göç ederek Çin’in bu bölgeyi Uygursuz bölge yapma çabasına karşı geçmişte olduğu gibi bugün de direnmektedir. Uygurları Doğu Türkistan’ın batı bölgelerine sürükleyen bir başka acı gerçek ise onlara verilen zorunlu tarım kredilerini ödeyememeleri dolayısıyla ellerinden alınan topraklarına dair Çin’in gayri insani siyasetleri olmuştur. Bu sayede Doğu Türkistan Uygurları Kaşgar, Hoten ve Aksu gibi vilayetlerdeki verimli tarım topraklarını kaybetmiş, hayatta kalabilmek ve geçinebilmek için çareyi belki bir iş bulurum umuduyla ülkenin batı taraflarına göç etmekte bulmuştur.
Bölgenin batı kısmına taşınan Uygurların çoğu, iş ve ticari amaçlı ya da yaşamını oralarda sürdürmek için bir umutla kendi vatanı içinde sağdan sola savrulmalar yaşamaktadır. Lakin Çin’in uyguladığı bu keyfi ve sadece Çin programlarında yer bulmuş projelerini hayata geçirmekte olduğu faaliyetler, her ne kadar Çin’in politikalarına yarasa da, Uygurların da bir araya gelmesini, politika ve yönetim olarak az da batı bölgelerinin rahatlığı, iş-güç sahibi Uygurların bu bölgelere taşınmasını ve oralarda vâr olmalarını da güçlendirmiştir.
Uygurların Doğu Türkistan’ın batı bölgelerinde yoğunlaşmalarından rahatsız olan Çin yönetimi son zamanlarda, bilhassa 2009 Urumçi katliamından sonra, öncelikle Doğu Türkistan’ın batı bölgelerinde, genellikle Uygurların toplu olarak yaşadığı bölgeleri demir teller ve yüksek duvarla çevirmiş, dahası bir şehirde iki millete farklı yönetim ve sıkı gözetleme sistemini uygulamaya başlamıştır.
Çin yönetimi son dönemlerde ise bu bölgeleri ve bu bölgelerin Müslüman topluluğunun namaz kıldığı camilere dadanmış durumdadır. Doğu Türkistan’da Çin şovenizmi camileri yıkıp yok etmektedir. Bu konuda sadece aşağıdaki deliller ve net sayılara bakılması durumunda Çin yönetimin Doğu Türkistan’ı ne hale getirdiği daha açık bir şekilde görülecektir. Belgelerin dili olmasa da onlar konuşuyor ve bizim fazla bir şey anlatmamıza gerek de kalmıyor. Bu belge ve sayılar akıl almaz Çin şovenizminin politikalarını daha iyi anlamınıza yardımcı olacaktır kanaatindeyiz.
Çin’in Doğu Türkistan’da sadece Urumçi şehrinde 2017’den sonra yıktığı tarihi cami ve mahallelerin sayısı 13. Yıktığı büyük cami 4. Çin eliyle yıkılan bu camilerin isimleri ise Derya Boyu camii, Beytullah camii, Yopurğa cami ve Tren istasyonu camiidir.
Çin marifetiyle Urumçi’de yerle bir edilen ev 100.000’den fazla. Urumçi’den göç ettirilen nüfus 300.000’den fazla.
Buyurun beraber uydu delillerini inceleyelim.

  1. Resim: Tanrıdağ bölgesi Yopurğa mahallesi. Uygur camii yok edilmiş, 6.000’den fazla ev veya bina yerle bir edilmiş ve bu bölgede 20.000’den fazla aile yani burada ikamet eden 100.000’den fazla Uygur zorla göç ettirilmiştir.

2.Resim: Urumçi Tanrıdağ bölgesi Kazak mahallesi Aksu köyü. 2.500’den fazla Uygur-Kazak evini yıkmış ve 15.000’den fazla nüfus mecburi göçe tâbi tutulmuştur.

3. Resim: Urumçi Tanrıdağ bölgesi, 17.
Tütün mahallesi 3.000 aile. Apartman ve özel konut olarak 10.000 ev ve bina yıkılmış, 50.000 fazla nüfus mecburi göç ettirilmiş.

4.Resim: Urumçi Tanrıdağ bölgesi. Derya
Boyu camii ve bu semtteki 150 bina, apartman ve özel konut yıkılmış. 300 aile ile 1.500’den fazla nüfus mecburi göç ettirilmiş.

5.Resim: Urumçi Tanrıdağ bölgesi İğdelik camii ve semti. 200’den fazla ev ve bina yıkılmış, 1.000’den fazla nüfus mecburi göç ettirilmiş.burasi Uygurların en kadım semtlerinden biri ve bu cami ise Uygur tarihinin bir çok önemli vakalarına şahit olmuştur.

6.Resim: Urumçi Tanrıdağ bölgesi, Emniyet idarisi ve etrafı. 6.000 bina ve iş yeri yıkılmış, 20.000’den fazla ev ile 100.000’den fazla nüfus mecburi göç ettirilmiş. Kırmızı şerit Tanrıdağ bölgesi Emniyet idarisi.

7.Resim: Urumçi Beytullah camii ve civarı, At Pazarı ve deri pazarı semti. 200’den fazla apartman ve işyeri yıkılmış, 500’den fazla ev, 3.000’den fazla nüfus göç ettirilmiş.

8. Resim: Urumçi Akmescit ve Rabia Kadir AVM arkası. 400’den fazla ev ve bina yıkılmış, 1.200 aile ile 5.000’den fazla nüfus zorla göç ettirilmiş.

9. Resim: Urumçi Derya Boyu Batı camii ve semti. Semt yerle bir edilmiş, buradaki 500’den fazla ev yıkılmış, 3.000’den fazla nüfus mecburi göçe tâbi tutulmuş.

10.Resim: Demirçelik fabrikası Yeni Bagang
Uygur mahallisi.5.000 ev ve hane yıkılmış 20.000’den fazla kişi göç ettirilmiştir.

12.Resim: Gökdağ yeni Miçuan bölgesi araba pazarı, trafik enstitüsü civarı, Deripazarı semti Uygur camii dahil 3000 ev ve konutu yıkmış, 15.000’den fazla kişi göçe zorlanmış.

13.Resim: Urumçi Dikkuyu mahallisi Uygur camii dahil 2.000 konut ve 5000 ev yıkılmış,20.000’den fazla kişi göçe zorlanmış.

Bütün bu verilerden anlaşılacağı üzere sadece Urumçi’de 44.210 ev, hane veya apartman, 100.000’den fazla aile, 20’den fazla cami ve tarihi eser yerle bir edilmiş. Ayrıca 300.000’den fazla kişi de göç ettirilmiş durumdadır. Ayrıca ifade etmek gerekir ki, zorunlu göç meselesi de bugünün meselesi değildir. 1994’ten bu yana ilk olarak Arkabulak yeni Heicashen mahallesi, 1996 senesinde karasu mahallisi, 2006 ile 2014 seneleri arasında da Yamalık bölgesi, 2014’ten sonra da Töşüktam bölgesinde yaşamakta olan Uygurların toplandığı semtler yerle bir edilmiştir. ÇKP yönetimi bu meskûn mahallerdeki evleri yıktıktan sonra burada yaşayan Uygurların çoğunu yol masraflarını vererek kendi memleketlerine geri göndermeye mecbur etmiştir.
Bunların içinde en acı veren yıkım olayı ise karasu yeni şimdiki Altın Bulak’ta yaşanmış olup, ev sahipleri içindeyken kepçe ile dümdüz edilen yüzlerce ev içinde insanlar bulunmaktaydı. Aynı zamanda bu bölgede topladığım bilgileri ve burada yaşayan insanlarla yaptığım görüşmelere göre, ayrıca resmi göç memurundan aldığım sayılara göre 3.000’den fazla ev, 30.000’den fazla kişi, bir cami, bir okul yerle bir edilmiş ve göç ettirilmiştir. Bu olayları fotoğraf makinesi ile günlerce kayıt almışlığım yüzünden 1997 yılında sorguya çekilmiştim.
Bu veriler Çin’in Uygursuz bir Doğu Türkistan istediğinin en somut kanıtları olarak ortada durmaktadır. Doğu Türkistan’da ırkçı Çin yönetimi eliyle yapılmakta olan kültürel ve dini asimilasyonu anlamak istemeyenlere daha ne denilebilir ki?

Hazırlayan : Habibullah İzchi

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *