Doğu Türkistan’daki Çin Nazi Kampından Kurtularak ABD’ye Sığınan Mihrigül Tursun RFA Muhabiri Gülçehre’ye Duygularını ve Başından Geçenleri Anlatıyor.

-ÖGDÜLMİŞ-

 

Doğduğum büyüdüğüm memleketimde itildim kakıldım, yaşama şansı bulamadım, ABD’ye gelerek gümrükten geçerken polise kendimin hayatta mı yoksa şehit olarak cennete mi geldiğimi sordum…

Üçüz bebeğimle birlikte Mısır’dan memleketime döndüğümde Urumçi Hava Alanında Çin polisleri çocuklarımı benden alarak beni sorgulamak için ayrı bir odaya aldılar. 3-4 saatlik sorgudan sonra başıma çuval, ellerime kelepçe takarak beni direk cezaevine gönderdiler. kamptan kurtulduğumda ise üçüz bebeğimden biri vefat etmişti.

Hapisten sonra bırakıldım ve bir kaç ay sonra toplama kampına atıldım. Benim kaldığım koğuşta 3 ayda 9 kadın öldü, 200’den fazla koğuşta kaç kişi öldü? Diğer bölgelerdeki kamplarda yine ne kadar insan öldü? Namuslu Müslüman kadınları soyarak çıplak bir vaziyette vücut taraması yapıyorlar, karanlık hücrelerde güneş ışıkları dahi göremiyoruz.

Toplama Kampında Çin polisleri sorguya çekerlerken başımıza demir kafesler giydirerek yüksek voltajlı elektrik akımı veriyorlar, vücudumuz şoka giriyor. acıyı damarlarınıza kadar hissediyorsunuz. Ölmek bu işkenceyi görmekten çok daha iyidir belki. İşkence sırasında Çinli polisler sürekli kulağıma vuruyordu ve bir kulağım şu an işitmiyor.

 

Eşim beni aramak için dönerken Pekin Hava Limanında Çinliler tarafından  tutuklanmış ve 16 senelik hapis cezasına çarptırılmış. Hoşut İlçesindeki cezaevinde tutuluyormuş.

Haber Uygur 08 Kasım 2018-ÖGDÜLMİŞ

Ölümler Vadisi Doğu Türkistan-1

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *